Aradığınız Her Neyse Çanakkale'de!

  • Kent Merkezi
  • Vazgeçemeyeceğiniz Bir Gün
  • Deniz çalkantısının kulağınıza melodi gibi geldiği, enfes bir manzara karşısında kimi zaman derinlere dalarak sevdiklerinizi, geçmişi ve gelecek günleri düşündüğünüz huzur dolu bir ortamdaysanız bilin ki Çanakkale’desiniz.

    Eğer Çanakkaleliyseniz ya da uzun bir süredir Çanakkale’de yaşıyorsanız bu kente gelen birçok arkadaşınızın, akrabanızın ya da turistin bu şehir tam da yaşanacak şehir dediğine; acaba bu şehirde daha uzun süre nasıl kalabilirim, nasıl yerleşebilirim sorularını kendi kendine sorduğuna şahit olursunuz. Nitekim kent merkezine gelen, gezen, birkaç gününü burada geçiren birçok kişi Çanakkale ile gönül bağı kurar ve mutlaka bir gün yaşamak veya gezmek için tekrar geri gelir.  

    Çanakkale Kordon

     Kordonda Gün Batımı

    Çanakkale’ye geldiğinizde sabahın ilk saatlerinde güne şöyle keyifli bir kordon yürüyüşüyle başlamak, büyükşehirlerde yavaş yavaş unutulmaya yüz tutmuş çay bahçelerinde veya kordon boyu sıralanan irili ufaklı mekanlarda soluklanıp çayınızı, kahvenizi yudumlamak ve o enfes manzaranın tadını çıkarmak size çok iyi gelecektir.       

    Kordonda Günün İlk Saatleri

    Hazır kordonda yürüyüşe çıkmışken dönemsel sergilere ev sahipliği yapan Çanakkale Evi’ne ve sonrasında şehir merkezinin tam kalbinde bulunan 1897 yılında II. Abdülhamid zamanında İtalya Konsolosu Emilio Vitalis tarafından yaptırılmış Saat Kulesi’ne gidebilir ve önünde güzel bir fotoğraf çektirebilirsiniz. Saat Kulesi’nde verdiğiniz ufak bir mola sonrasında kuleden 100-150 m ileride bulunan, kent tarihi ve kültürüne yönelik sergi ve etkinliklere ev sahipliği yapan Kent Müzesi’ne ve hemen müzenin karşısında bulunan kare planlı, karma çatılı Yalı Camii’ye gidebilirsiniz.  

    Saat Kulesi

    Kent Müzesi

    Çanakkale sadece doğal ve kültürel değerleri ile değil tarihi ve manevi değerleri ile de kalplere taht kurmuş bir şehirdir. Sahip olduğu değerlerin harmoni içinde olmasıdır aslında Çanakkale’yi çekici kılan. Kordonda yürürken veya deniz kenarında otururken deniz üzerinde uçuşan martıları, Çanakkale Boğazı’ndan geçen gemileri, gün batımındaki renk oyunlarını izlerken azıcık başınızı yukarı kaldırıp karşı yakaya baktığınızda bir duygu sarıverir içinizi; aynı semayı birlikte paylaştığımız şehitlerimize duyulan minnet ve şükran duygusudur insanın içini saran, hissedilen ve hep hissedilecek olan…

    Çanakkale sadece Eceabat ilçesinde değil Çanakkale’nin birçok ilçesinde tarihi hatırlatan değerlere ev sahipliği yapar. Nitekim Saat Kulesi, Kent Müzesi ve Yalı Camii ziyaretleri sonrasında Yalı Caddesi üzerinde bulunan Çanakkale Deniz Müzesi ve Çimenlik Kalesi de kent merkezinde mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında olmalıdır. Çanakkale Boğazı’nın en dar yerinde bulunan, eski adıyla Kala-i Sultaniye olarak adlandırılan Çimenlik Kalesi, 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un güvenliğinin artırılması amacıyla yaptırılmıştır. Buraya gerçekleştireceğiniz ziyaret esnasında Çanakkale Savaşı’nda kullanılan birçok askeri objeyi yakından görebilme şansına sahip olacak ve hatta bazılarına dokunduğunuzda zamanda geriye yolculuk yapıyor hissine kapılacaksınız.   

    Çanakkale Deniz Müzesi    

    Çimenlik Kalesi

    Saati Kulesi, Kent Müzesi, Yalı Camii, Çanakkale Deniz Müzesi ve Çimenlik Kalesi ziyaretlerinden sonra nefeslenmek isterseniz hemen yanı başınızda Çanakkale Boğazı’na sıfır çay bahçelerinin olduğunu unutmayın, hemen tercihinize göre içeceğinizi söyleyin ve çok kültürlülüğün ahengini hissedebileceğiniz ara sokaklara doğru yola çıkmak için enerji toplayın.

    Verilen kısa mola sonrası tekrar yola çıkma zamanı. Sırtınızı denize verip Çarşı Caddesi üzerinden denizin tam tersi istikamette yürüdüğünüzde, eğer kendinizi yolun sağına ve soluna dizilmiş mağazalardan alı koyabilirseniz 4-5 dakikalık bir yürüyüş sonrasında türkülere konu olmuş Aynalı Çarşı’ya ulaşabilirsiniz. Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” adlı eserinde varlığından söz edilen bu yapının adını, gündelik hayatta kullandığımız aynalardan değil eskiden çarşıda satılan ayna adı verilen at gözlüklerinden aldığı düşünülmektedir.  

     Merkez Çarşı

     Aynalı Çarşı

    Çarşı Caddesi üzerinde Aynalı Çarşı ile hemen hemen karşı karşıya olan Tıflı Camii, kent merkezi için oluşturulacak keşif rotasında ele alınması gereken bir diğer tarihi değerdir. Kuzey batı duvarındaki kitabede caminin 1891 tarihinde Sultan Abdülhamid zamanında inşa edildiği belirtilmektedir.

    Çarşı caddesine paralel sokaklardan biri olan Tıflı Sokak, Troya Kazı Heyeti eski başkanı Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann ve Prof. Dr. Hans Jucker-Dr. Ines Jucker-Scherer Ailesinin özel kitaplıkları ve arkeoloji konusunda bağışlanmış çok sayıda kitabın bulunduğu, 1890’larda inşa edildiği tahmin edilen Koffman Kütüphanesi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Troya Antik Kenti’ne gerçekleştirmeyi planladığınız ziyaret öncesinde buraya uğramayı, antik kent ve şuana kadar yürütülen kazı çalışmaları hakkında bilgi almayı düşünebilirsiniz.

    Farklı kültürlerin birikimine sahip kent merkezinde Tıflı Camii ve Korfmann Kütüphanesi’nin de bulunduğu Zafer Meydanı’ndaki Surp Kevork Ermeni Kilisesi ve Eski Havra Sokak’ta bulunan Mekor Hayim Sinagogu ilin sahip olduğu kültür varlıkları arasında yer almaktadır. Bu tarihi yapılar da kent merkezi rotası kapsamında güzergâha dâhil edilebilecek kültür varlıkları arasındadır.      

    Troya Antik Kenti’ne doğru yola çıkmadan önce kent merkezi keşif rotasında ele alınması gereken bir diğer kültür varlığı; 1904 yılında yapıldıktan sonra askeri er hamamı olarak kullanılmış olan, 2013 yılı itibariyle Seramik Müzesi olarak faaliyet göstermeye başlayan tarihi yapı olmalıdır.

    Sabahın erken saatlerinde kordonda denizin verdiği huzur eşliğinde başlayan tarihe yapılan yolculuğu, yapımı diğerine nazaran daha yakın bir geçmişte tamamlanmış olan Yeni Kordon’da enfes bir gün batımı eşliğinde bitirebilirsiniz. Sarıçay Köprüsü üzerinden Yeni Kordon’a doğru giderken Aziziye Caddesi üzerinde bulunan, 19. yüzyılın sonlarında Mareşal Asaf Paşa tarafından inşa edilmiş Hamidiye Tabyaları’na uğrayabilir, tabya içinde bulunan müzeyi de günün son programı olarak kent merkezi rotanıza ekleyebilirsiniz.

    Kent merkezinde tarihe doğru gerçekleştirdiğiniz yolculuğun hemen sonrasında artık mitolojiye olan ilginiz veya belki de yıllar önce sinemada izlemiş olduğunuz Truva filmi nedeniyle gidip görmek istediğiniz, destanlara konu olan Troya Antik Kenti’ne gitme ve o efsaneyi yerinde deneyimleme zamanı.

    Troya Antik Kenti

    1998 yılında UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne kabul edilen Troya Antik Kenti, Tevfikiye köyü sınırları içinde, Çanakkale kent merkezine yaklaşık 30 km uzaklıkta bulunmaktadır. Antik dönemin ünlü ozanı Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarında yer verdiği Troya’da M.Ö. 3000’den M.S. 500’lere kadar sürekli yerleşim görülmektedir.

    Homeros’un ikinci destanı Odysseia’ya göre, Troia’yı savaşla alamayacaklarını anlayan Akhalıların en kurnaz savaşçısı Troya Atı hilesini düşünür. Kale girişine konan tahta atı kentin içine alan Troyalılar durumun farkında değildir, gece olmasıyla tahta atın içinden çıkan Akhalı savaşçılar on yıllık savaştan sonra Troia’yı alır ve kenti yakıp yıkar. Bu mitolojik öykü eşliğinde antik kentte gerçekleştirdiğiniz gezi esnasında eğer o gün şanslı bir gününüzdeyseniz bazı minik, sevimli arkadaşların size eşlik ettiğini görebilirsiniz. Kentin asıl sahipleriymiş edasıyla kalıntıların üzerinde bir oradan bir buraya koşuşturan sincapları görmek ve onları tarihe ışık tutan kalıntılar üzerinde fotoğraflandırmak gezinize ayrı bir eğlence katabilir.

     Troya Antik Kenti’ndeki Troya Atı    

    Truva Filminde Kullanılan Çanakkale Kordonda Bulunan Troya Atı

    2018 yılının Troya Antik Kenti’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmesinin 20’inci yılı olması sebebiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı 2018 yılını Troya Yılı olarak ilan etmiş, Bakanlık ve Çanakkale Valiliği koordinasyonunda Troya’nın Türkiye’de ve dünyada tanıtımı için birçok çalışma yürütülmüştür. Kısa bir süre önce açılışı gerçekleştirilen Troya Müzesi, 2018 yılında yürütülen birçok tanıtım çalışmasının etkisini sürdürülebilir kılma noktasında atılan oldukça önemli bir adım olmuştur. Troya Ören Yerine gerçekleştireceğiniz ziyaret kapsamında Troya Müzesi için vakit ayırmayı ve mimarın müzeye sakladığı tahta atın nerede olduğunu bulmayı unutmayın.

    2018 Troya Yılı hakkında detaylı bilgilerin bulunduğu http://www.troya2018.com/ sitesini ve yürütülen kazı çalışmaları ile ilgili bilgilere ulaşabileceğiniz http://www.troyexcavations.com/Home/SayfaDetay?id=12 adresini seyahatiniz öncesinde inceleyebilir ve konuyla ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.

    Şimdiden keyifli keşifler…

    Yazı kapsamında değinilen tarihi yerler ve ayrıca kent merkezinde bulunan ancak metin kapsamında değinilmemiş diğer tüm kültür varlıklarına ilişkin bilgiye kent merkezinde, kordonda iskele meydanında bulunan Turizm Danışma Bürosundan temin edebileceğiniz broşür, kitapçık gibi tanıtım materyallerinden ulaşabileceğinizi unutmamalısınız. Bahsi geçen kaynaklar dışında Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün web sayfasında yayınlanan Kültür Envanteri ve Çanakkale Valiliği’nin web sayfası aracıyla da daha detaylı ve bilimsel bilgiye sahip olabilirsiniz.