Değirmen Burnu Tabyası’nın hemen arkasındaki yamaçta; Dur Yolcu, Bilmeden Gelip Bastığın Bu Toprak, Bir Devrin Battığı Yerdir ifadeleri yer alır. Tepenin yamacında yer alan mısralar ile Mehmetçik ve meşale figürü, 1960 yılında bölgede askerlik görevini yapan Seyran Çebi tarafından yapılmıştır. Mısralar, şair Necmettin Halil Onan’ın “Bir Yolcuya” şiirinin ilk iki dizesinden oluşmaktadır.
Çanakkale Deniz ve Kara Muharebeleri’nin ana hedefi, Kilitbahir Platosu’na ulaşarak Boğaz’a hâkim olmak; sonrasında da payitahtı, yani İstanbul’u zapt etmekti. Kilitbahir yamacındaki bu yazının bu yönüyle de çok isabetli olarak stratejik bir noktaya yazıldığı söylenebilir.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul Boğazı’na Rumeli Hisarı’nı yaptırarak Karadeniz ile Marmara Denizi arasındaki deniz seyrü seferlerini kontrol altına aldığı gibi Çanakkale Boğazı’nın en dar yerine de karşılıklı iki kale yaptırmıştır. Anadolu yakasında Kal’a-i Sultaniye (Çimenlik Kalesi), Avrupa yakasında ise Kilitbahir Kalesi bulunmaktadır. Boğaz’a giriş-çıkış yapan bütün gemiler bu hatta geldiklerinde durdurulmuş ve kontrol edilmişlerdir. Kale top atışlarının etkili ve isabetli olabilmesi için Boğaz’ın en dar bölgesine konumlandırılmıştır. Çanakkale’deki Çimenlik Kalesi ile paralel konumda bulunması nedeniyle de karşılıklı top ateşleri kesişmekte ve bir geminin geçebileceği, topların ulaşamadığı bir ölü alan bulunmadığından dolayı Boğaz’dan geçmek son derece zor hale gelmekteydi.
1462-63 yıllarında yapılan kale, 1541 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından restore edilmiş, bu restorasyon esnasında güney kısmı çevreleyen bir sur duvarıyla dış uçta bir kule (Sarıkule) inşa edilmiştir. Kale, 1870 yılında Sultan Abdülaziz tarafından ikinci kez restore edilmiştir. Kuzey bölümünün orijinal dış deniz duvarı günümüzde yoktur. Bu bölümün kuzey parçası 1893- 1894 yıllarında II. Abdülhamid tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. Deniz duvarlarının güney kısımları top mazgalı olarak kullanılmıştır. Günümüze yakın ise 2011- 2013 yılları arasında da bir restorasyon geçirmiştir. 2015 yılında ise yeni bir teşhir-tanzim projesi başlatılmıştır.
Havadan görünümü yonca yaprağına benzetilen kalenin isminin “Denizin Kilidi” anlamında Kilid-ül Bahir olduğu bilinmektedir. Kale’nin inşa edilmesi ile birlikte gelişen Kilitbahir köyünde birçok Osmanlı Dönemi esere rastlanmaktadır. Fatih Camii, Cahidi Sultan Camii, Tabip Hasan Camii, yıkılmış olan Kırklar Camii, Uşşaki Dergâhı (Ahmed Talibi Tekkesi), çok sayıda çeşme, geleneksel konutlar, iki hamam kalıntısı ve Cahidi Sultan Camii çevresindeki mezarlar bu yapılara örnektir.